Yerde yarı sönmüş, erekte olamamış bir penis gibi yatan basket topuna baktı. Eve migrostan kıyma, meyveler ve basket topuyla döndüğünde çok dalga geçmişti... Her şeyine inanması gereken kadın, turnikeye girebileceğine inanmıyordu. Oysa ortaokul basket takımında lakabı 'Hayalet Casper'dı...

"Kadınlar ne ister biliyor musun? Önce bunu, sonra bunu ister... Öğreneceksin bunları." dedi. Önce cinsel birleşmeyi ima eden el hareketi yapmıştı, sonra da yağlı parmaklarını para anlamına gelecek biçimde birbirine sürtmüştü. Tabağında kalan pilavları eliyle çatalına ittiriyordu. Tek bir pirinç tanesi kalmayana kadar bu hareketine devam etti. Yemeği bitince de yetmişsekiz yaşındaki annesine "pilav yağlı olmuş" diye şikayet etti. Annemler bu eve gelmemi istemiyordu ama ben ışığa doğru uçan sivrisinekler gibi kendimi her gün bu evde buluyordum.

Annemle babamın boşanma davasında hakim "kiminle kalmak istiyorsun evladım" diye sorduğunda "ikisiyle de kalmak istemiyorum, kendimi türk devletinin şefkatli kollarına emanet ediyorum" demeyi planlamıştım. Davaya çağrılmadım.

Babam kimseyi dinlemiyordu. Özellikle bizi. Kullanım kılavuzlarını, tesisat ustalarını ve daha önce şofben takmış insanları da... Ne görmek, ne duymak istiyordu... Allah'ın bahşettiği göz ve kulakları ona yöneltilmiş bir hakaret addediyordu. Görüş mesafesine giren, sesini duyabildiği kadar yaklaşan herkes öfkelenmesine yetiyordu. Babamı, babam bu hale getirdi.

Modern ofislerden eğitim kurumlarına kadar pek çok alanda tercih edilen bu sandalyeler, hem estetik hem fonksiyonel çözüm arayanlar için ideal bir tercihtir.

Tanıtım bülteninden.

Aysel teyzemler bütün birikmişlerini ve rahmetli babannemin Yalova'daki yazlığından onlara kalan miras payını helal bitcoine yatırıp batırmışlar. Teyzemin kocası "kazansaydık herkese pay verecektim, o yüzden bizim kaybımızı diğer mirasçıların da karşılaması lazım" diyormuş. Gerçekten böyle demiş mi dememiş mi öğrenmeye gidiyoruz. Sinirli olmam gerek biliyorum, ama henüz sinirlenemedim.

Belediyenin işlettiği et lokantasında, Feray teyzenin akrabalarına laf olsun diye "her intihar girişimi bir yardım çığlığıdır" dediğim için saf ve enayi olmakla itham edildim.

Bu dünyaya takılacak büyüklükte bir nazar boncuğu neden üretilmiyor? Ya da belki şöyle sormak lazım: Üretilmesi kimlerin işine gelmiyor...

Estetik oyun hamuru değildir. Delinmez bir kaya, bükülmez bir metaldir. Estetiğe teslim olmak onun etrafında bükülüp, onun şeklinde erimektir.